Aile: Sapindaceae
Bilimsel adı: Aesculus hippocastanum
Anayurdu Balkan Yarımadası olan ve yurdumuzda yaygın olarak yetişen atkestanesi, ağaç formunda gelişen bir bitkidir, 20-30 m’ye kadar boylanabilir. 5-9 adet iri yaprakçıktan oluşan kenarları dişli, koyu yeşil renkli, bileşik yaprakları vardır.
Yaz aylarında üzerinde pembe lekeler bulunan beyaz renkli çiçeklerini piramit biçiminde başaklar oluşturarak açar. Sonbahara doğru yeşil renkli, dikenli çeperi olan ve içinde 1 -3 adet tohumu bulunan meyvelerini verir. Bu tohumlar kahverengi kabuklu ve içi buruk acı tatlıdır.
Atkestanesi ağacının yemişleri zehirlidir. İşlenmemiş ve esculinden arındırılmamış yemişleri çiğ olarak tüketmek zehirlenmelere yol açabilir. Bu özelliğinden dolayı Amerika Gıda ve İlaç tarafından “TÜKETİLMESİ GÜVENLİ OLMAYAN BİR BİTKİ” olarak sınıflandırılmıştır. Atkestanesinin zehirli olması, bu bitkinin kullanılmayacağı anlamına gelmez. Özellikle kozmetik sektöründe atkestanesinin çok fazla kullanıldığını görebilirsiniz. Kozmetik sektöründe, haricen kullanılabilecek atkestanesi kremi, atkestanesi solüsyonu ve atkestanesi yağı olarak hazırlanmış olan bu ürünleri mevcuttur. Bu ürünler yaşlanmayı ve kırışıklığı önlediği için kozmetik sektörünün baş tacıdır.
Atkestanesi faydaları:
-Bacaklardaki toplardamarların iltihabı
-Hemorid- Basur
-Romatizma ve kas ağrıları
-Hamilelikte oluşan çatlakların iyileşmesinde yararlı olacaktır.
-Gut hastalığı
-Cilt kırışıklıklarına karşı ve cilt yüzeyinde oluşan kılcal damarların giderilmesinde
Atkestanesi ağacının tohumlarının etkileri şunlardır:
Doktor gözetiminde kullanılmalıdır.
Damar büzücü ve kan dolaşımını güçlendirici tonik etkisi vardır. Bu nedenle kılcal damarlardaki çatlamaların ve kanamaların iyileştirilmesinde etkilidir. Damarları güçlendirerek kan dolaşımı sisteminin sağlıklı oluşunu sağlar.
-Yaz mevsiminde açan çiçek başakları sabah erken saatte alınır. Çiçeklerden solmamış olanları temiz cam bir kaptaki suyun içine baş aşağı yan yana dizilir. Bu kap sabah 09.00’da güneşli bir yerde
Üç saat bırakıldıktan sonra çiçekler çıkarılır. Beş-altı tatlı kaşığı konyak ilave edilerek iyice çalkalanır. Günde üç kez birer çay fincanı içilir.
-Sonbaharda olgunlaşan meyvelerin tohumları kurutulur. Parçalanan kuru tohumlardan bir-iki tatlı kaşığı dolusu alınır, içine bir tutam parçalanmış yaprak eklenir. Karışım bir bardak kaynar suyun içine atılır ve 10-15 dakika demlendirilir; günde üç kez birer çay fincanı içilir.
| NOT: Sitemizde yer alan yazılar çeşitli akademik kaynaklardan derlenmiş olup, sadece bilgilendirme amaçlıdır. Kesinlikle ilaç olarak sunulmamaktadır. Bu bilgilerden istifade şekli kişinin kendi sorumluluğundadır. Rahatsızlığınızın tedavisi için lütfen öncelikle bir doktora danışınız. |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder