Azteklerde ve Mayalarda çikolata içmek önemli bir olay sayılırdı. Mayalarda daha çok kraliyet ailesi için uygun görülen bu içeceği sıradan insanlar çok özel durumlarda içebiliyordu. Azteklerde ise yöneticiler, rahipler, rütbeli askerler, onurlandırılmak istenen tüccarlar bu özel içeceği tadabiliyordu.
Çikolata neredeyse her derde deva, dişleri de çürütmüyor, tam tersi çürümesini bile önleyebiliyor, yalnızca hangi tür çikolata yiyeceğimizi iyi bilmeliyiz. Çikolata, beyni rahatlatıp gevşetiyor, mutluluk veriyor. Çikolata, beynin "Endorfin" salgılamasına neden oluyor. Bu salgı, mutluluk duygusu duymamızı sağlıyor.
Çikolata aynı zamanda çok besleyici. İçinde büyük oranlarda magnezyum, demir ve kalsiyum var. Küçük bir parça çikolata, almamız gereken bu maddelerin en az 5'te birini içeriyor.
50 gramlık bir çikolata ya da iki kaşık şekerle karıştırılmış bir bardak kakao, bir kadeh kırmızı şarap içinde bulunan antioksidanlara eşdeğerde kimyasal madde içeriyor. Bir başka deyişle çikolata kalp krizi ya da beyin kanamasını önlüyor.
Çikolatanın içindeki yağ, üç kaynaktan geliyor. Kakao yağı, bitki yağları ve süt içindeki yağlar. Kakaonun içindeki "stearic asit" içeren yağ bir çeşit doymamış yağ. Doymamış yağların da sağlığa ve özellikle kalbe zararlı olduğu bilinir. Ancak kakao içindeki stearic asit, vücuda girince "oleic asite" dönüşüyor. Aynı zeytinyağı içindeki oleic asit gibi. Bu yağ türü de kalbe çok faydalı.
Yemek öncesi Çikolata yemek hem vucudun gereksinimlerini karşılıyacağı ve iştah kesici özelliğinden dolayı kullanılması aşırı kilolardan ve selulitlerden kurtulmak için birebir.
Obezite, selulit, aşırı kilo, zayıflama, çikolata, kakao, Selülitten kurtulma yolları, kalp damar hastalıkları
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder